Çeviklik sadece insanlara ve organizasyonlara has bir özellik değildir, hükümetlerin de aynı performans standartlarına tabi olduğunu pekala söyleyebiliriz.

Ülkeler Covid-19 salgınına birbirinden farklı politikalarla ve farklı hızlarda tepki verdiler. Bir kaç çarpıcı örneğe birlikte bakalım:

Vietnam çok hızlı ve çevik bir şekilde reaksiyon gösterdi. Şubat ayının başlarında Çin’e giden ve Çin’den gelen tüm uçuşlar iptal edildi, kısa bir süre sonra Hanoi bölgesinin kuzeyinde (ülkedeki tek metropolitan bölge) zorunlu 21 günlük karantina uygulandı. Bugüne kadar Vietnam’dan bildirilen herhangi bir ölüm haberi bulunmamakta ve enfekte vaka sayısı sadece 194. Nüfusun 95 milyon olduğunu düşünüldüğünde bu durumun oldukça dikkate değer bir başarı olduğunu söyleyebiliriz.

Bunun tam tersi, İspanya ve İtalya önlem almakta oldukça gecikti.  19 Şubat’ta Milano’nun San Siro stadyumunda İtalya’nın Bergamo şehrinin takımı Atalanta, İspanya’nın Valencia takımına karşı oynuyordu. Bergamo şehrinin üçte biri ve 2500 İspanyol Valencia izleyicisinin izlediği oyun aslında bir “game zero” idi. Valencia takımının %35’inin test sonuçları pozitif çıktı ve Bergamo şehri İtalya’nın “biyolojik bombası” haline geldi.

Bundan sadece bir gün önce Fransız Cumhurbaşkanı Macron, Fransa’da okulların ve üniversitelerin kapanmasına karar verdi. Aynı gün ise Milli Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer TV’de ziyaret ettiği bir anaokulunda çocuklarla oynarken görülüyordu. Kendisine bir gün sonra okulları neden daha erken kapattırmadığı sorulduğunda “okullar açık ise faaliyet göstermeleri gerekir.” şeklinde yanıt vermişti.

Hem Fransa’nın hem İngiltere’nin harekete geçmekte çok geç kaldıkları aşikar, bu nedenle rapor edilen vaka ve ölüm sayısında bu iki ülkenin Almanya’nın önünde olmasına şaşmamalı.

Başkan Trump ve Amerika Birleşik Devletleri’nin durumuna da bakalım: Trump salgının başlangıcında COVID-19 ile dalga geçiyor; ABD’de her yıl daha fazla sayıda insanın influenza nedeniyle öldüğünü ve sıcak bahar günleri geldiğinde bu virüsün öleceğini söylüyordu. Şimdi ise New York şehri solunum cihazı ve maske yetersizliği sebebiyle çaresiz bir halde ülkenin pandemi merkezi haline geldi.

İsveç’te durum ilginç ve oldukça sıradışı: Virüsün eninde sonunda insanların büyük bir çoğunluğuna bulaşacağına ve pandeminin böylece kendiliğinden son bulacağına karar verdiler. Biyolojide “sürü bağışıklığı” denilen bu modelde virus; bulaşacağı başka bünye bulamadığında ya ölür ya da daha insan dostu bir yapıya doğru mutasyon geçirir. İsveç’in istatistikleri endişe verici boyutlara ulaştı ve ölü sayısı hızla arttı. Yine de İsveç hükümeti ve İsveç halkı bu modelin çok sayıda vatandaşın karantinaya alınmasından daha iyi sonuçlar vereceğine inanıyorlar.

 

COVID-19’un ekonomik sonuçları

Tüm ekonomistler küresel bir ekonomik durgunluğun kaçınılmaz olduğu konusunda hemfikir. Peki COVID-19 ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?  Prof. Nuni Fernandes (IESE Business School, Barcelona) tarafından çok yakın bir tarihte yayınlanan bir makalede pek çok ülkenin GSYİH büyüme oranlarındaki düşüşün istatistiksel tahminleri yer alıyor. İşte bazı örnekler:

Eğer izolasyon durumu 1,5 ay sürerse:
ABD  % -3.9 ile  % -1.9 arası
Birleşik Krallık % -4.6 ile  % -2.3 arası
Almanya  % -4.8 ile % -2.4 arası
Fransa  % -4.4 ile % -2.1 arası

Eğer izolasyon durumu 3 ay sürerse:
ABD % -5.7% ile % -1.9 arası
Birleşik Krallık % -7.5 ile % -3.3 arası
Almanya % -8.2 ile % -3.6 arası
Fransa % -7.4 ile % -3.1 arası

Peki bu korkutucu tahminler karşısında ne yapmalı?

Evlerimizde geçirdiğimiz sadece birkaç haftalık izolasyon süreci bize bir şeyi çok net şekilde gösterdi:  Bu dönem sona erdiğinde, iş ve özel hayatımız artık ne eski formatında ne de eski hızında olacak. Covid-19, uzun yıllar boyunca örgütsel davranış uzmanlarının önerdiklerini bize yaptı; merkezi karar almaya son verin,  bilgileri kurum geneline yayın,  çalışanlarınızı bireysel performans ölçümleri ile değil ekipler kurarak ve ekip çıktılarını nasıl yönetecekleri konusunda eğiterek güçlendirin, esnek çalışma modellerini hayata geçirin ve çalışanlarınızı mikro yönetmekten vazgeçin.

Eminim çoğunuz WhatsApp’da şu şakayı görmüşsünüzdür:
Kurumunuzda uzaktan çalışma modeli oluşturmaktan kim sorumluydu?
(a) CEO, (b) CFO, (c) CIO, (d) Covid-19!