Her bir kriz, sonrasında bir değişimi de beraberinde getiriyor. Sizlerle bu değişimlerin neler olduğunu, yeni normale geçişte neler ile karşılacağımıza dair gözlemleri & beklentileri paylaşıyoruz.

Toplumumuzu daha dayanıklı hale getirmeye yardımcı olabilecek; nasıl iş yaptığımızı, nasıl ticaret yaptığımızı, nasıl çalıştığımızı, nasıl mal ürettiğimizi, nasıl öğrendiğimizi, nasıl tıbbi hizmet aldığımızı ve nasıl eğlendiğimizi etkileyen ve etkileyecek olan 10 teknoloji trendini gelin beraber keşfedelim:

1. Online Alışveriş ve Teslimatların Robotlar Tarafından Yapılması

2002 yılının sonunda SARS salgını Çin’de hem B2B hem de B2C online pazar platformlarında muazzam bir büyümeye yol açtı.

Benzer şekilde, COVID-19 online alışverişi “olsa iyi olur” durumundan “olması gerekir” durumuna dönüştürdü.

Online alışverişin sağlam bir lojistik sistemi tarafından desteklenmesi gerekir. Teslimat görevlileri tarafından yapılan teslimatın virüs bulaştırmayacağının garantisi yoktur. ABD ve Çin’deki pek çok dağıtım şirketi ve restoran, ürünlerin direkt olarak kişiye değil, belli bir noktaya bırakıldığı “temassız” teslim hizmetlerini başlatmaktadır. Çinli e-ticaret devleri de robot teslimatlarını geliştirmektedir. Bununla birlikte, robot dağıtım hizmetleri yaygınlaşmadan önce, dağıtım şirketlerinin teslim edilen malların sıhhi durumunu korumak için net protokoller oluşturması gerekiyor.

Robotlar ürünler ve gıdaları temassız şekilde teslim edebiliyor. (Image by: REUTERS/David Estrada)

2. Dijital ve Temassız Ödeme Sistemleri

Kağıt paranın da virüs bulaştırabileceği ihtimali genel görüşe göre yüksek bulunuyor. Bu nedenle Çin, ABD ve Güney Kore’deki merkez bankaları banknotların dolaşıma girmeden önce temizliğini sağlamak için çeşitli önlemler almaktalar. Ayrıca COVID-19’un yayılmasını önlemek için kart ya da e-cüzdan formunda çeşitli temassız dijital ödeme sistemleri önerilmektedir. Dijital ödeme sistemleri, insanların online satın alımların, ürün ve hizmetlerin hatta fatura ödemelerinin, bunların yanı sıra teşvik fonlarının alımının da daha hızlı yapılmasını sağlıyor.

Diğer yandan Dünya Bankası’nın verilerine göre Dünya’da banka hesabı bulunmayan 1.7 milyar insan var, dolayısıyla bu insanların temassız ödeme sistemlerinden faydalanması mümkün olmayacaktır. Ayrıca bu sistemlerin çalışabilmesi için internete ve buna uygun cihazlara ihtiyaç duyuluyor.

3. Uzaktan Çalışma

Pek çok şirket çalışanlarından bu dönemde evden çalışmalarını istedi. Sanal özel ağlar (VPN), internet üzerinden ses protokolleri (VoIP), sanal toplantılar, bulut teknolojileri, hatta kişinin ev yaşantısının mahremiyetini korumak için sanal bir arka plan önünde görülmesini sağlayan yüz tanıma teknolojileri gibi teknolojiler sayesinde uzaktan çalışma etkin olarak kullanılabildi. Ayrıca uzaktan çalışma, virüslerin yayılmasını önlemenin yanı sıra işe gidip gelme zamanından tasarruf etmemizi ve daha fazla esnek olmamızı mümkün kıldı.

COVID-19 uzaktan çalışmayı bir norm haline getirebilecek mi? (Image by: REUTERS/Adnan Abidi)

Yine de uzaktan çalışma hem işveren hem de çalışanlar için bazı zorlukları da beraberinde getiriyor; bilgi güvenliği, özel hayatın mahremiyeti, zamanında teknolojik destek sağlanması gibi konular, geçtiğimiz haftalarda Zoom örneğinde gördüğümüz gibi, büyük sorunlar haline gelebiliyor. Uzaktan çalışma, iş kanuna dair konuları da, örneğin güvenli bir çalışma ortamı sağlanması ve gelir vergisi konuları gibi, daha karmaşık hale getirebilir. Çalışanlar yalnızlık hissedebilir, iş-yaşam dengesi bozulabilir. COVID-19 salgını sonrasında uzaktan çalışma daha yaygın hale gelirse, işverenler kira maliyetlerini düşürmeye ve daha ucuz işgücü maliyetleri olan bölgelerden insanları işe almaya karar verebilirler.

Yasaların ve düzenlemelerin uzaktan çalışmaya uyum sağlayacak şekilde güncellenmesi gerekir, uzaktan çalışmanın insanlar üzerindeki etkisini anlamak için daha fazla psikolojik çalışma yapılmalıdır.

Uzaktan çalışma ile ilgili karşılaştığınız en büyük zorluk nedir?

İşbirliği ve İletişim %20
Yalnızlık %20
Çalışmaya son verememek %18
Evde dikkatin dağılması %12
Diğer ekip arkadaşları ile farklı zaman dilimlerinde olmak 10%
Motive kalabilmek 7%
İzin kullanabilmek 5%
Güvenilir wi-fi bulmak 3%
Diğer 5%

 

Evde çalışmanın zorlukları arasında iş birliği ve iletişim, yalnızlık, çalışmaya ara verememek  en üst sıralarda yer alıyor.

Ayrıca, tüm işlerin evden yapılamayacağı sağlık hizmetleri ve imalat sektörü gibi meslek gruplarını da dikkate almak gerekir. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’na göre, 2017 ve 2018 yıllarında çalışanların yaklaşık %25’i zaman zaman evden çalıştığını iletti. Üniversite eğitimine sahip kişilerin evden çalışmalarına izin veren işlere sahip olma olasılıkları ise lise diplomasına sahip kişilerden en az beş kat daha fazla.

4. Uzaktan Öğrenme 

Nisan ayının ortası itibariyle, Dünya’da 191 ülkede okul ve üniversitelerin kapanmasından 1,57 milyar öğrenci etkilendi. Pek çok eğitim kurumu, karantina döneminde öğrenimin aksamaması için online ders vermeye başladı. Tıpkı uzaktan çalışmada olduğu gibi, teknoloji bu alanda da bizlere yardımcı oldu; sanal gerçeklik, arttırılmış gerçeklik, 3 boyutlu yazıcılar ve yapay zeka kullanan robot öğretmenler… Anaokuluna giden çocuklar bile evden öğrenme yöntemini kullanıyorlar, diğer yandan acaba bu trend aileler arasında ayrımcılığa yol açacak ve ebeveynler üzerindeki baskıyı arttıracak mı sorusunun da düşünülmesi gerekiyor.

Anaokulu öğrencileri dahi evden çalışıyor. Fakat bu aileler üzerinde daha fazla sorumluluk baskısı oluşturabilir mi (Image by: REUTERS/Joy Malone)

Uzaktan öğrenmeye dair duyulan endişeler arasında, teknolojik okur yazarlığı ya da gelir seviyesi düşük olan ailelerin bu imkandan yararlanamamaları ve bunun aileler arasında ayrımcılığa sebep olması sayılabilir. Uzaktan öğrenme ayrıca, evde kalıp çocuklarına göz kulak olmak durumunda olan, bu sebeple işte verimliliği düşen ebeveynler üzerinde -özellikle anneler üzerinde- ekonomik bir baskı da kurabilir.

5. Tele-Sağlık

Tele-Sağlık, temel bakım hizmetlerini sunmaya devam ederken Covid-19’un yayılmasını önlemek için etkin bir yöntem olabilir. Giyilebilen kişişel IoT (nesnelerin interneti) cihazları kritik yaşamsal bulguları takip edebilirken, chatbot’lar da hastaların tarif ettiği semptomlardan hareketle ilk teşhisin konulmasına yardımcı olabilir.

Diğer yandan özellikle sağlık giderlerinin yüksek olduğu ülkelerde Tele-Sağlık hizmetlerinin sigorta kapsamına alınması gerekir. Tele-Sağlığı etkin kullanabilmek için belli bir miktar teknolojik okur yazarlık seviyesi ve iyi internet bağlantısı gerektiği de bir gerçektir.

6. Online Eğlence

Karantina tedbirleri birbirimizle etkileşimimizi önemli ölçüde azaltmış olsa da insaoğlu yaratıcılığını kullanarak partiyi ekrana taşımayı bildi. Online olarak canlı yayınlanan konserler dünya çapında ilgiyle izlendi. Çinli film yapım şirketleri filmleri online yayınladılar. Müzeler sanal turlarını dünya ile paylaştı. Salgından bu yana online oyun trafiğinde ciddi bir artış oldu.

Dans öğretmenleri  online olarak ders veriyor. (Image by: REUTERS/Mario Anzuoni)

7. Tedarik Zinciri 4.0

Covid-19 salgını küresel tedarik zincirini önemli ölçüde sekteye uğrattı. Sosyal mesafe ve karantina tedbirleri nedeniyle bazı fabrikalar kapandı. Gıda ve kişisel korunma ekipmanlarına talep artarken bazı ülkeler bu kalemlere farklı seviyelerde ihracat yasakları uyguladı. Kayıtların bilgisayar ortamında değil kağıt üzerinde tutulması ve veri eksikliği mevcut tedarik zinciri sistemini herhangi bir salgına karşı savunmasız hale getirmiştir.

Dördüncü sanayi devriminin “Büyük Veri”, “Bulut Bilişim”, “Nesnelerin İnterneti” (IoT) ve “Blockchain” gibi temel teknolojileri; verilerin doğruluğunu artırarak ve veri paylaşımını teşvik ederek gelecek için daha dayanıklı bir tedarik zinciri yönetim sistemi inşa etmektedir.

8. Üç Boyutlu Yazıcılar

3 boyutlu baskı teknolojisi, tedarik zincirinin karşılaştığı şok ve kişisel koruyucu ekipmanlarına getirilen ihracat yasaklarına önlem olarak kullanıldı. 3B baskı üretim esnasında esneklik sunar. Aynı yazıcı, farklı tasarım dosyalarına ve malzemelerine göre farklı ürünler üretebilir ve basit parçaların, uzun bir tedarik süreci gerektirmeden ve sevkiyatı uzun süre beklenilmeden hızlı bir şekilde yerinde yapılabilmesine olanak verir.

3B baskı teknolojisi sayesinde üretilen solunum maskeleri (Image by: REUTERS/Ramzi Boudina)

Bununla birlikte, 3B baskı kullanarak yapılan büyük üretimlerde bazı engellerle karşı karşıya kalınması mümkündür. Birincisi, patentle korunan parçaların üretilmesinde fikri mülkiyet sorunları olabilir. İkincisi, cerrahi maskeler gibi mevzuata tabii bazı malların üretiminin onay süreci uzun sürebilir. Çözülmemiş diğer sorunlar arasında tasarım dosyalarının patent rejimleri altında nasıl korunması gerektiği, menşe yeri ve ticaret hacimleri üzerindeki etkisi ile, 3B baskı ile yapılan ürünlerin yasal sorumluluğu bulunmaktadır.

9. Robotlar ve Drone’lar

COVID-19, işlerimizi yürütmek için insan etkileşimine ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu anlamamızı sağladı. Bu sebeple perakende, gıda, imalat ve lojistik gibi emek yoğun işletmeler bu durumdan en çok etkilenen sektörler oldular.COVID-19, aynı zamanda robotların kullanımı ve robotik araştırmaların arttırılması konularında itici bir güç de sağladı. Son haftalarda, alanları dezenfekte etmek ve karantinadaki kişilere yiyecek ulaştırmak için robotların kullanıldığını gördük. Hatta köpekleri yürüyüşe çıkaran, teslimat yapan drone’lara da rastladık.

Hastalığın etkili seyrettiği İtalya’da bir robot Covid-19 hastalarının tedavilerinde doktorlara yardım ediyor. (Image by: REUTERS/Flavio Lo Scalzo)

Gelecekte birçok imalat sürecinde insanların yerine robotların kullanılacağını söyleyen bazı raporlar olsa da, aynı zamanda bu süreçte yeni meslekler de oluşacaktır. Değişimin benimsenmesi için iş gücüne yeterli eğitim ve sosyal refah sağlayacak politikalar oluşturulmalıdır

10. 5G, Bilişim ve İletişim Teknolojisi

Daha önce sözünü ettiğimiz tüm teknoloji trendleri istikrarlı, yüksek hızlı ve uygun fiyatlı bir internet bağlantısına ihtiyaç duyuyor. 5G, uzaktan izleme ve sağlık danışmanlığı gibi konularda önemini kanıtlamış olmakla birlikte, Avrupa’da 5G’nin piyasaya sunulması, teknolojiye en fazla ihtiyaç duyulan bu zamanda gecikmektedir. 5G’nin benimsenmesi buna uyumlu cihazların ve veri planlamasının maliyetini artıracaktır.

COVID-19,  5G  ağlarının küresel olarak genişlerken internetin herkes için ulaşılabilir hale getirilmesi gerektiğini gösterdi. (Image by: REUTERS/Toby Melville)
Dijital Okur-Yazarlığın Önemi
COVID-19, salgın sırasında iş ve yaşamın mümkün mertebe devam edebilmesi için dijital hazırlığın ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Dijitalleşmiş bir dünyayı desteklemek ve teknolojik olarak günceli yakalamak üzere gerekli altyapıyı oluşturmak, herhangi bir işletme veya ülkenin COVID-19 sonrası dünyada rekabet edebilmesi için çok gerekli olacaktır. Aynı zamanda teknoloji yönetişimine insan merkezli ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsenmesi gerekir.

BBC’nin de belirttiği üzere, COVID-19 nedeniyle tahmini 200 milyon insan işini kaybedecek ve mali yük genellikle toplumdaki en savunmasız kesimin üzerine düşecektir. Dijitalleşme ve salgınlar, insanlar tarafından yapılan iş ve mesleklerde değişime sebep oluyor. Bunun işgücü ve toplumun en kırılgan kesimleri üzerindeki etkisini azaltmak,  tüm endüstriler ve ülkeler için bir sorundur ve gecikmeden, insan odaklı bir yaklaşımla çözülmesi gerekir.


For original version of the article, please visit World Economic Forum website:
www.weforum.org/agenda/2020/04/10-technology-trends-coronavirus-covid19-pandemic-robotics-telehealth/