Tıp her zaman insan biyolojisi hakkında daha fazla bilgi toplama ve onu anlama arayışında olmuştur. Yapay zeka, geçmiş tüm tıbbi ‘büyük veriler’den, daha önce görülmemiş bir düzeyde bilgi elde etmemizi sağlayacak olan yeni bir araçtır. Bu araç, tıp dünyasını ve uygulamalarını değiştirecektir.

Brandon Suh, CEO of Lunit

1. Kanserle mücadelede yeni normal

Teknoloji veriyi, veri bilgiyi, bilgi gücü getirir. Yarının dünyasında kanser hastalığını, tıpkı diğer kronik hastalıklar gibi yönetilebileceğiz. Daha iyi genom dizileme teknolojisi veya sıvı biyopsi gibi uygulanması daha kolay, doğruluk oranı daha yüksek ve maliyeti daha uygun gelişmiş inovatif tanı teknolojileri sayesinde daha erken teşhis koyabileceğiz. Yaygın kanser türlerinde erken teşhis ve müdahale sadece hayat kurtarmakla kalmaz, aynı zamanda hastalığın geç keşfinin mali ve duygusal yükünü azaltır.

Ayrıca, teknolojinin yönlendirmesi ile tedavide de devrim göreceğiz. Daha az yan etkisi olan gen düzenleme ve immünoterapi ile tedavide büyük bir ilerleme sağlanacaktır. Erken teşhis ve tedavinin ilerlemesiyle birlikte kanser artık insanlara korku veren bir kelime olmayacak.

Sizhen Wang, CEO of Genetron Health

2. Yüzeylerde gizlenen mikroskobik sırları anlama

Dünya üzerindeki her yüzey, hem şu anda hem de gelecekte salgına dair krizlerden kaçınmamız için bize gerekli olan gizli bilgileri taşır. İnsanların hayatlarının %90’ını harcadığı insan eli ile inşa edilmiş çevre, bakteriyel, fungal ve viral ekosistemlerden oluşan mikrobiyomlarla doludur. Mikrobiyom verilerini hızlı bir şekilde örnekleme, dijitalleştirme ve yorumlama yeteneğimizi hızlandıran teknoloji sayesinde patojenlerin nasıl yayıldığına dair anlayışımız değişecektir. Bu görünmez mikrobiyom veri katmanının ortaya çıkarılması, insanların ve grupların patojenleri ne zaman ve nerede sakladıklarını, hangi yüzeylerin ve ortamların en yüksek iletim riskini taşıdığını ve bu risklerin zaman içinde hangi eylemlerimizle ve nasıl değiştiğini tahmin edebilecek genetik imzaları tanımlayacaktır. Şu anda mikrobiyom veri analizlerinin sunduğu olanakların henüz başındayız ve bunun önümüzdeki beş yıl içinde hızlandığını göreceğiz. Bu bilgiler yalnızca salgın hastalıklardan kaçınmamıza ve bunlarla mücadele etmemize yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda binalar, arabalar, metrolar ve uçaklar gibi ortamları nasıl tasarladığımızı, işlettiğimizi, temizleyeceğimizi ve ayrıca halk sağlığından ödün vermeden ekonomik aktiviteyi nasıl destekleyeceğimizi de etkileyecek.

Jessica Green, Co-Founder and CEO of Phylagen

3. Sağlık hizmetinin merkezine kurumları değil bireyleri koymak

2025 yılına kadar kültür, bilgi teknolojisi ve sağlık birbirinden artık net çizgilerle ayrılıyor olmayacak. Mühendislik biyolojisi, makine öğrenimi ve paylaşım ekonomisi, sağlık bakım sürecinin merkezisizleştirilmesine yönelik bir çerçeve sunacaktır. Yapay zeka ve yeni tedarik zinciri dağıtım mekanizmalarındaki ilerlemeler sayesinde dünyanın her köşesindeki bireylere basit, düşük maliyetli teşhis testleri sunulabilir. Sonuç olarak, bulaşıcı hastalıklar gibi akut koşullarda mortalite oranı düşecek, maliyetler azalacaktır, zira ek bakım hizmeti sadece en şiddetli vakalara veriliyor olacaktır.  Evlerinden ayrılan enfekte hasta sayısı azalacak, hastalık epidemiyolojisi önemli ölçüde değişirken, sağlık sistemleri üzerindeki yük azalacaktır. Bakım kalitesi artarken maliyetler azalacaktır.  Sağlığın ve yaşam kalitesinin sosyo-ekonomik durumla doğru orantılı olduğuna dair yargılarımız değişecek ve sağlığı sağlık kurumlarına erişimle eş tutmaya dair baskı da azalacaktır. Günlük bakımdan salgın hastalıklara kadar bu teknolojiler tüm dünyada insanlığın üzerindeki birçok baskıyı hafifletmek üzere ekonomik ve sosyal faktörleri değiştirecektir.

Rahul Dhanda, Co-Founder and CEO of Sherlock Biosciences

4. Sağlıkta paradigma değişimi: Beslenme yoluyla önceliyici sağlık

2025 yılına kadar sağlık sistemleri, bitkiden yana zengin, besin yoğunluğu yüksek beslenmenin sağlığa yararlarına dair bilimsel çalışmalara dayanan, daha koruyucu bir yaklaşım benimseyecektir. Bu eğilim, bitkisel besleyicilerinin rolü hakkındaki bilgimizi giderek arttıran yapay zeka destekli ve sistem biyolojisi tabanlı teknoloji ile sağlanacaktır. 2020 salgını sonrasında tüketiciler, sağlıklarının öneminin daha fazla farkında olacak ve doğal savunma sistemlerini destekleyecek daha sağlıklı gıdalar talep edeceklerdir. Daha kapsamlı bir beslenme anlayışını kavramış olan küresel gıda endüstrisi, optimum sağlığı desteklemek üzere daha geniş bir ürün yelpazesi sunacaktır. Sağlık sektörü, bizleri daha dayanıklı kılmak için dünyanın “bitki zekası”nı kullanacak, artık sürdürülemez hale gelen maliyetleri de azaltmak üzere insanları kendi sağlıklarına daha çok dikkat etmeye teşvik edecektir.

Jim Flatt, Co-Founder and CEO of Brightseed

5. Gigaton-ölçeğinde CO2’in ayrıştırılması iklim değişikliğini tersine çevirmeye yardımcı olabilir

Karbondioksit ayrıştırılması gibi negatif emisyon teknolojilerinin artması ile iklim- kaynaklı CO2 miktarını havadan uzaklaştırmak mümkün olabilecektir. Küresel ısınmayı 1,5 C° ile sınırlamak için buna ihtiyacımız var. İnsanlık atmosfere daha fazla karbon yaymayı durdurmak için mümkün olan her şeyi yapsa dahi, yıllardır havaya saldığı CO2’i kalıcı olarak ayrıştırması gerekmektedir. Bu teknoloji geniş çapta erişilebilir hale geldiğinde, CO2’in ayrıştırılmasına olan talep artacak ve maliyetler düşecektir. CO2 ayrıştırılması gigaton seviyesine kadar yükseltilecek ve havadan emisyonların uzaklaştırılmasında önemli bir seçenek haline gelecektir. Nihayetinde küresel ısınmanın tehlikeli seviyelere ulaşmasını önlemeye yardımcı olacak ve insanlığa iklim değişikliğini tersine çevirme şansını kazandıracaktır.

Jan Wurzbacher, Co-Founder and co-CEO of Climeworks

Karbondioksitin havadan temizlenmesi iklim değişikliğini tersine döndürebilir. (Image by: REUTERS/Arnd Wiegmann)

6. Makine öğrenimi ve yapay zeka sayesinde karbon-yoğun endüstrilerde dekarbonizasyon hızlanacak

Önümüzdeki beş yıl boyunca, karbon-yoğun endüstriler, karbon ayak izlerini önemli ölçüde azaltmak üzere makine öğrenimi ve yapay zeka teknolojisini kullanıyor olacaklar. Geleneksel olarak, üretim, petrol ve gaz gibi endüstriler, üretim sırasında verimliliği ve karlılığı korumak için uğraştıklarından, karbondan arındırma çabalarını uygulamakta yavaş kalmışlardır. Bununla birlikte, iklim değişikliği, mevzuat baskısı ve piyasadaki dalgalanmalar bu endüstrileri uyum sağlamaya zorlamakta. Örneğin, petrol, gaz ve endüstriyel üretim işletmeleri, önümüzdeki birkaç yıl içinde CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltmalarını isteyen düzenlemelerin baskısını hissetmekteler. Teknoloji destekli girişimler, ulaşım sektöründe ve binalarda karbondan arındırma çabalarının artırılması için hayati öneme sahipti, ağır sanayi sektörü de benzer bir yaklaşım izliyor olacak. Gerçekten de, artan dijital dönüşümün bir sonucu olarak, karbon-yoğun sektörler, zararlı emisyonları etkili ve proaktif bir şekilde azaltmak üzere milyarlarca birbirine bağlı cihazdan gerçek zamanlı, yüksek kaliteli veriler kullanarak yapay zeka ve makine öğrenimi gibi gelişmiş teknolojileri kullanabilecek ve karbon ayak izlerini azaltacaklardır.

David King, CEO of FogHorn Systems

7. Dijital ikizler tarafından desteklenen temiz enerji devrimi

Enerji dönüşümü önümüzdeki beş yıl boyunca kritik bir seviyeye ulaşacaktır. Yeni inşa edilen yenilenebilir enerjilerin maliyeti, fosil yakıtların marjinal maliyetinden daha düşük olacaktır. Küresel inovasyon ekosistemi ile sorunların toplu olarak ele alınmasına ve inovasyonun hızla ölçeklendirilmesine izin veren bir ortam sağlanacaktır. Sonuç olarak, açık deniz rüzgar kapasitesinde şaşırtıcı bir artış göreceğiz. Bunu dijitalleşme sayesinde başaracağız. Dijital ikizlerin (fiziksel cihazların sanal kopyaları) hızlı gelişimi enerji sektörünün sistem düzeyinde dönüşümünü destekleyecektir. Fizik tabanlı modelleri büyük verilerle birleştiren bilimsel makine öğrenimi, daha yalın tasarımlara, daha düşük işletim maliyetlerine ve sonuçta herkes için temiz, uygun fiyatlı enerjiye yol açacaktır. Yapısal sağlığı gerçek-zamanlı olarak takip edebilme ve bir şeyleri bozulmadan önce düzeltme yeteneği sayesinde daha güvenli, daha dayanıklı bir altyapıya ulaşacak; rüzgar çiftliklerinden köprülere ve insansız hava araçlarına kadar herşeyi gerçek-zamanlı dijital ikiz tarafından koruyor olacağız.

Thomas Laurent, CEO of Akselos


To read the original version of the article, please visit World Economic Forum website:
https://www.weforum.org/agenda/2020/06/17-predictions-for-our-world-in-2025/