Bu yazıyı ortalama 3 dakikada okuyabilirsiniz.


 

Birçok kişinin sonsuza dek zorluklar ve acılarla ilişkilendireceği bir yılın sonuna yaklaşıyoruz. Yaşanan tüm kişisel zorluklardan şüphesiz dersler çıkarılacaktır.

Profesyonel alanda, şirketlerinde veya çalışma yöntemlerinde pozitif ya da negatif anlamda önemli bir değişim yaşamamış bir çalışan, yönetici veya lider olduğunu söylemek oldukça zordur. Tüm bu kişiler 2020’ye karşılaşacakları zorluklar karşısında onları güçlendirecek temel içgörüler ve gözlemlerle veda ediyorlar.

Hepimizin bu yıldan çıkarabileceği sonsuz dersler varken, belirsizlik denizinde gemilerini en iyi şekilde yönlendirmeye çalışan liderler için bazı dersler diğerlerinden daha kritik önem taşıyor.

2021’e girerken işletme yöneticilerinin ve üst düzey liderlerin fark etmesi gereken üç temel çıkarımı sizler için derledik:

1. Anlık Krizler İçin Acil Durum Planlaması Kritiktir

Dünyada başka bir sağlık krizi ortaya çıkmaya başladığında şirketiniz buna nasıl tepki verecek? İletişim takımlarınızın, sektörünüzde bundan sonra sektörünüzde hassas sosyal sorunlar ortaya çıktığında uygulamak için bir eylem planı var mı?

İster çalışanların çalışma şeklinde acil değişiklikler planlamak, ister ilgili sosyal konularda şirket politika standartlarını ele almak olsun; liderlerin nasıl, ne zaman ve kaçıncı derecede harekete geçilmesi gerektiğine dair bir acil durum planına sahip olması gerekir.

Geçen yıl yaşanan olaylardan da gördüğümüz gibi, hiçbir departman veya işlevsel rol, dış güçlerin ani değişimlerine karşı bağışıklık gösteremez.

Birinci adım, işi doğrudan veya dolaylı bir şekilde etkileyebilecek ortaya yeni çıkan olaylar için bir tür eylem planı ve iletişim stratejisi geliştirmek üzerinedir.

Korkutucu görünse de; hangi tehditlerin doğrudan şirketinizin operasyon becerilerini, çalışanlarınızı ve onların refahını, müşteri gözünden şirket kültürünüzü ve markanızı etkileyebileceğine odaklanın. Daha basit bir şekilde söylemek gerekirse; iş dünyasında, sosyal ortamlarda ve küresel ortamda şu anda ortaya çıkan ve yarın bizim için endişe yaratabilecek olayların neler olduğunu kendinize sorun.

Ortaya çıkan listedeki olasılığı yüksek veya orantısız bir şekilde tehdit edici görünen şeylere karşı bir plan oluşturmalı veya geliştirmelisiniz. Aynısını, pazarda ortaya çıkan ve şirketiniz için uygun olabilecek fırsatlar için de yapmalısınız.

İkinci adım, ilgili tüm paydaşların plana ve iletişim akışlarına erişimini sağlamak üzerinedir, böylece herkes harekete geçilmesi gerektiğinde onları nelerin beklediğini bilir.

2. Markanız Dinamiktir ve Her Zaman Risklerle Karşı Karşıyadır

Tıpkı acil durum planının şirketinizin ulusal bir krizden veya artan sosyal huzursuzluktan ortaya çıkabilecek zorlu talepleri dengelemesine yardımcı olabileceği gibi, markanızın da tüketicilerinize, çalışanlarınıza ve topluluğunuza ilettikleriniz konusunda aynı düzeyde dikkatli olması gerekir. Şirketinizin neyi temsil ettiği ve kendisini nasıl tanıttığı, normal zamanlarda daha geri planda duran bir meseledir; ancak zor zamanlarda markanız için gerçekten bir batma veya çıkma faktörü olabilir.

Eşitlik, adalet, farklılık, halk sağlığı ve çalışan refahı konuları, günümüzde markalarla ilişki kuran tüketiciler tarafından dikkate alınan konular arasındadır. Günümüzün yönetici ve müdürlerinin, markalarının sürdürülebilirliğini artık sadece pazarlama departmanının bir görevi olarak değil, sürekli olan gerçek bir çalışma olarak görmeleri gerekir.

3. Tüm Varsayımlara Düzenli Olarak Yeniden Değerlendirilmelidir

Etkili yöneticiler ve üst düzey liderler, şirketin yaptığı şeyi neden yaptığına dair bir mesaj oluşturur ve iletir. Bu, her bir paydaşın rolünün büyük resmin neresinde olduğu nasıl uyduğunu anlamasına yardımcı olur. Daha önce de belirtildiği gibi bir acil durum planı oluşturulduğunda, planın uygulanması gerektiğinde herkesin stratejilerin nasıl değişeceğine dair daha derin bir anlayışa sahip olması beklenir.

Ancak, birkaç “… olursa” planına bel bağlamak yeterli değildir. Başarılı liderlerin, herkesin geleneksel varsayımlara düzenli olarak meydan okuduğu bir kültür ve şirket ortamı geliştirmeleri gerekir. Örneğin, bazı yöneticilerin uzaktan çalışma eğilimine şüpheyle yaklaştıkları belgelenmiştir. Güven eksikliği veya üretkenliği ölçememek başta olmak üzere bunun çeşitli nedenleri vardır.

İşin yalnızca tek bir yerde veya ofiste yapılabileceği varsayımlarını değiştirmek zaman alabilir, ancak pandemi gibi daha büyük ve yaygın olaylar, bazı fikirlerin beklediği kadar kötü olmayacağı gerçeğini hızlı bir şekilde pekiştirir.

Üyeleri farklı yerlerde bulunan bir takım, e-posta gibi asenkron araçlarla gerçekten etkili bir şekilde çalışıyor mu? Birisi uzaktan çalışırken geleneksel saat başına ödeme yapısı doğru mudur ve daha fazla program esnekliğine ihtiyaç duyulabilir mi? Tüm bu uzun zamandır sahip olunan inançlar ve süreçler, yeniden değerlendirilme aşamasına gelmiştir.

Fikirleri Aksiyona Dönüştürme

Tüm bu sorular masaya yatırılmalıdır ve her lider, eski çalışma yöntemlerinin nasıl iyileştirilebileceği konusunda düşünmeyi kendi takımlarına borçludur. Bu kavramlar öncelik listesinin en üstünde yer almasa da, hedef sıralamanıza biraz dahil olmayı hak ederler.

Geleceği öngöremezsiniz, ancak düşük olasılıklı senaryolar olsa bile ortaya çıkması muhtemel durumlar için daha etkili bir şekilde plan yapabilirsiniz. Zamana, çabaya ve kaynaklara yapılan bu yatırımın gelecekte karşılığını alabilirsiniz.

Son olarak, şirketinizin markasının ve vizyonunun tüm bunlardan nasıl etkilenebileceğini düşünün. İşlerin nasıl sonuçlanacağını kesin olarak bilemezsiniz, ancak bunun üzerine basit bir pazarlama analizinin ötesinde düşünme egzersizi size iyi bir şekilde hizmet edebilir.

Yeni bir yılın başlangıcı bazı kuruluşlar için yoğun, bazıları için ise yavaştır. Bu kavramları ve fikirleri yıllık planlama ve lansmanlarınıza entegre etmenin bir yolunu bulun. 2021 de 2020 gibi olursa, bunu yaptığınız için kendinize daha sonra teşekkür edeceksiniz.


To read the original version of the article, please visit Forbes website:
https://www.forbes.com/sites/markhall/2020/12/13/three-business-lessons-every-leader-should-take-away-from-2020/?sh=a697b4c58441