Bu yazıyı ortalama 4 dakikada okuyabilirsiniz.


Bill Gates’in meşhur “Okulda Asla Öğrenemeyeceğiniz 11 Kural”ındaki ilk kuralı olan “Hayat adil değil, buna alışın.” cümlesi, herkeste büyük bir yankı uyandırsa da büyük ihtimalle en çok kadınlar arasında ses getirdi. Klasik ekonomi modelleri, cinsiyet gibi ayrımların rekabet sayesinde doğal bir şekilde ortadan kalkacağını ön görse de gerçekler ne yazık ki farklı bir senaryo sunuyor.

Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik gibi yüksek maaşlı ve erkek egemen sektörlerdeki kadınların azlığı, cinsiyet eşitsizliğinin ardında kritik bir faktör olarak gösteriliyor. Okullardaki standart matematik ve bilim testlerinde kızlar, en az erkekler kadar iyi sonuçlar alsalar da az sayıda kadın profesyonel anlamda bu alanlara yöneliyor. Kadınlar, yetenekleriyle pek de ilgisi olmayan farklı engellerle karşı karşıya kalmaktadır. Cinsiyet klişeleri de bu engellerden biridir.

Cinsiyet Kalıpları Nelerdir?

Erkekler genellikle yetkinlik, başarı odaklılık, sorumluluk almaya eğilimi, bağımsızlık ve rasyonellik gibi baskın özelliklere sahip olarak tasvir edilirken; kadınlar başkalarına hakkında endişelenme, birine bağlı olma eğilimi, hürmet ve duygusal duyarlılık gibi toplumsal özelliklerle ilişkilendirilir. Bu özellikler sadece birbirinden farklı değil, ayrıca birbirinin zıttıdır. Erkeklerin ılımlı olmadığı ve kadınların da baskın olamayacağı inancı toplumda hakimdir. Bu genellemeler hakkında derinlemesine yapılan araştırmalar, bu durumun kültür, zaman ve bağlam kapsamında tutarlı olduğunu göstermektedir.
Cinsiyet önyargıları iş yerlerinde aşağıdaki örneklerde olduğu gibi ciddi sonuçlara yol açmaktadır:

•Kadınların takdir edilmemesi

Kadınlar, erkek hakimiyetinin baskın olduğu alanlarda çalıştıklarında erkekler başarılarından dolayı takdir edilirken kadınlar genellikle başarısızlıklarından dolayı suçlamalarla karşı karşıya kalmaktalardır. Bu negatif performans beklentileri ancak kadının bireysel başarısı tartışmasız olduğunda ve görev yetkinliğinin çok yüksek olduğu durumlarda tersine çevrilebilmektedir.•

•Erkeklerin potansiyelleri sayesinde terfi alırken, kadınların kanıtlanmış performansları sayesinde terfi alması

Araştırmalar, kadınların erkeklere oranla daha katı terfi standartlarına tabi tutulduğunu göstermektedir. Terfi alan kadınların terfi alan erkeklere göre daha yüksek performans sergilediği; terfi aşamasında performans yüksekliği konusunun kadınlarla erkeklere oranla daha güçlü bir bağlantıya sahip olduğu görülmüştür.

• Geri tepme etkisi: Yetkin; fakat otoriter ve sevilmeyen

Kadınlar onlara biçilen kalıplarla karşı karşıya geldiklerinde ve “nasıl davranmaları gerektiği” konusundaki önyargıları kırdıklarında, bedelini ödemektelerdir. Baskın kadınlar, erkeklere göre daha sevilmeyen ve işe alınma potansiyeli düşük kişiler olarak algılanmaktalardır. 30.000’den fazla çalışan ile yapılan bir anket, terfi pazarlığı yapan kadınların erkeklere oranla %30 daha saldırgan, otoriter ve agresif olarak nitelendirildiğini ortaya koymuştur.

Paradoks: Mücadele etmek mi, yoksa uyum sağlamak mı?

Kadınlar cinsiyet kalıplarıyla karşı karşıya geldiklerinde (örneğin duygusal hassasiyet gösterme ve diğerleri için endişelenme gibi) daha az yetkin olarak algılanmaya yatkınlardır. Fakat bu kalıplarla mücadele ederlerse ve “adam gibi davranırlarsa” (baskın, hırslı ve rasyonel tavırlar sergilemek gibi) geri tepme etkisiyle cezalandırılacaklardır. Erkek egemen alanlarda çalışan başarılı kadınlar bu etkinin bilincindedir.

Erkekler de aynı şekilde bu cinsiyet kalıplarına uymadıkları zaman cezalandırılabilmektelerdir. Son zamanlarda yapılan bir araştırma, görevin ilk sahibinin cinsiyetinin, gelecekte o görevi üstlenecek kişiden beklenen yetkinlikleri etkilediğini ortaya koymuştur. Başka bir deyişle, bir çalışan kadın bir yöneticiyle çalışırken söz konusu pozisyonu o cinsiyetle bağdaştırmaktadır. Daha sonra gelen yöneticinin erkek olması durumunda müdürün yetkinlikleriyle ilgili şikayetler artabilmektedir. Bu önyargı ne yazık ki daha sonralarda da zıt cinsiyette (bizim örneğimizde erkek) bir yöneticiyle çalışılsa bile süregelmektedir.

Kalıp yargılar hepimize zarar veriyor

Cinsiyet kalıpları, çocukluğumuzdan beri zihnimizde bulunan; hem erkekler hem de kadınlar tarafından sürdürülen yerleşik inançlardır. Ne yazık ki, ayrımcılık karşıtı kanunlar, etik kurallar veya yasal işlemler, bu ayrımcılık biçimiyle mücadele edemezler. Başarılı olmanız için her türlü yetkinliğe sahip olduğunuz konusunda size bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde inanmayan patronunuza dava açamazsınız. Bu nedenle düşünce yapısının değişebilmesi için harekete geçilmelidir.

Farkındalık için top sizde

Bu zorluklar karşısında sadece farkındalığı arttırmak tek başına yetersizdir. Düşünce yapısını değiştirebilmek için kadınlar aşağıdaki üç eylemi hayata geçirmelilerdir:

1. Öğrenin; çünkü bilgi güçtür.

Hiç oto-tamirciniz tarafından dolandırıldığınızı hissettiğiniz oldu mu? Cevabınız evet ise, yalnız değilsiniz. Bir araştırma makalesi, müşterilerin ne kadar bilgili göründüğüne bağlı olarak fiyat tekliflerinde bulunduklarını ortaya çıkarmıştır. Müşteriler tamiratın ne kadara mal olacağı konusunda bilgisiz göründükleri durumlarda, kadınlara erkeklerden daha fazla ödeme çıkarıldığı tespit edilmiştir. Bu cinsiyet farklılıkları, sabit bir fiyat belirlendiğinde ortadan kalkmıştır. Bu örnek, tek bir bilginin bile cinsiyete bağlı ücret ayrımcılığını ortadan kaldırdığının göstergesidir.

2. Erkek egemen alanlara güvenle girin ve fikirlerinizi açıkça dile getirin.

Dürüst olalım; cinsiyet kalıpları, insanlar ne kadar zararlı olduklarını anlamadığı sürece ortadan kalkmayacaktır. Erkek egemen toplumlardaki kadınlar, toplumdaki farkındalığın artmasına yardımcı olabilir. Rol modeller, cinsiyet eşitliğini desteklemekte ve cinsiyet kalıplarına karşı mücadelede önemli bir rol oynar. Örneğin Sherly Sandberg’in #BanBossy kampanyası, eşitlik konusunda büyük ses getirmiştir. Gillette’in “The Best Men Can Be” reklamında olduğu gibi, reklamcılar bile bu alana yönelerek aktif bir şekilde kadınlara değinmektedir.

3. Tepki göstermeye hazırlanın.

Kadınlar, ayrımcı ve uygunsuz soruları önceden sezerek bunlara tepki göstermeye hazırlanmalıdır. Kadınlara uygunsuz ve ayrımcılık içeren soruların yöneltilmesi geçmişte kabul edilse bile, günümüzde bunların tolere edilmeyeceğini belirtmek bizim görevimizdir. Toplumsal cinsiyet kalıplarını sürdürenler, bu tarz davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşmelilerdir.
Önyargıların varlığını kabullenmeli, bu durumu içselleştirmeli ve tüm bunların üstesinden gelmek için beynimizi bu konuda eğitmemiz gerekmektedir. Hayat adil olmayabilir; fakat bu durumu değiştirmek bizim elimizdedir.


To read the original version of the article, please visit World Economic Forum Website: https://www.weforum.org/agenda/2019/03/beat-gender-stereotypes-learn-speak-up-and-react